geçmiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
geçmiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mart, 2021

Başarısızlık

         Kişisel gelişim eğitimlerinin işe yaradığı adamlardan olmak isterdim.

         Birisi bana gerçekten istersem ve her sabah kalktığımda istediğim şeyi başarmak için çalışmaya başlarsam istediğim şeyi başarabileceğimi söylesin ve ben de buna inanayım. O kadar iyi niyetli olayım ki kendimin farkında olmadığıma ikna olup aslında kendim olmayan bir benin varlığına ve üstelik aslında onun ben olduğuma inanıp bir şeyler başarmak için harekete geçeyim.  

        Kendini tanımak için coğrafya dersine ayırdığı kadar vakit ayırmamış adamların naifliğinden istiyorum kendimde.  

       Kendini kendin kadar tanımazsan kendini her şey zannedebilirsin ve işte o özgürlüktür.

       Kendini tanımanın ne işe yaradığını ancak fuzuli emek harcayıp istediğin şey elde edemediğinde aslında zaten o istediğin şeyi asla elde edemeyeceğini anladığında harcadığın emeğe yanarken anlıyorsun.  

       Kendini tanımanın aslında pek bir işe yaramaması da bu yüzden zaten.

       Kendini tanıdığını zannedip kendini tanımadığını ancak ilk zannettiğin kendinin başarabileceğini düşündüğün hayali başaramadığında fark eden kızın dramı. 

      İnsanın kendini tanıyıp tanımadığını anlaması için tanıdığı kendinin istediği bir şeyi, ki herkesin istediği en az bir şey vardır, başarmaya çalışması gerekiyor. Ve başaramadığında ya gerçekten istemediğini fark ediyor ya da kapasitesinin bunu başarmaya asla yetmeyeceğini. Neticede aslında kendini kendisi kadar tanımadığını anlıyor. Yani kendini tanımanın tek yöntemi başarısızlık.   

      Gerçekleştirilen hayaller kapasitenizin altında mıdır sorusu sebebiyle başarı kendinizi tanımanıza yardım etmez.  "Hey dostum sen öldüğünde seninle birlikte hangi hayaller ölecek?" insanı mısınız yoksa "ben ölsem ancak kahvede çaylar soğur" insanı mı? Her ikisi de fazla kendini beğenmiş sayılır sanki. 

      Ölünce kahvedeki çaylar neden soğusun ya da senin kurduğun hayalin dünyada sadece senin tarafından kurulduğunu düşünmenin sebebi ne? 

      Ölünce neye inanıyorsan inan aslında bu dünyadan gitmiş oluyorsun. İster bir firavun faresi olarak geri geleceğine inan ister bu dünyada attığın her adımın hesabını yaratıcıya vereceğine inan fark etmez. Artık bu dünyada olmayacaksın. Çok önemli bir adam da olsan önemsiz biri de sen yoksun artık. Kaldığın sürenin senin hakkettiğin gibi olması bu yüzden önemli. Kendini tanıman bu yüzden kıymetli. Ve elbette başarısızlık bu yüzden hayati. Başarısızlık seni sana anlatan hayatındaki en önemli olay.

     Sana seninle ilgili cevaplar veren gizemli bir ayna.  

     Hayatının direksiyonunu sola kırdığında hayatının sola mı sağa mı gideceğini anlamanı sağlayan bir kaza. 

     Başarısız olun. 

     Başarılı olanlar özellikle hiç başarısız olmadan başarılı olanlar aslında büyük başarısızlardır ve bunu anlayamayacak kadar salaklardır.  

19 Ocak, 2019

Anı ve odalar

        Odaları değiştiren şeyler vardır. Odalara anlam katan ona bir kişilik kazandıran şeyler. Dört duvar bir ölüyü yaşayan bir yer halini getiren şeyler. Eşyalar mesela. Eşyalar bir odanın karakteridir. Kullanılan her bir parça mecburiyetten de olsa zevk meselesi de olsa odayı ve dolayısıyla odanın hayatını biçimlendirir. Anıları biçimlendirir. 
  
       Koku önemlidir. Başta yalnızca temizlik malzemelerinin kokusu olur. Sonra günler geçer, haftalar geçer ve oda sahibinin kokusunu alır. Bu koku odanın kimliğidir. İçeriye girdiğinde zamanın en küçük birimlerinden biri ile ifade edilebilecek bir hızda sana odanın sahibinin kim olduğunu hatırlatır. 

     Koku önemlidir. Ve zamanla birlikte anılar doluşur odanın içine. Onların izlerini ya görürsünüz ya göremezsiniz ama bilirsiniz. Orada yaşanan ne varsa her birini odanın her bir köşesinde saklı bulursunuz. Bir göz temasıyla beyninize dolar görüntüler. Sahibinin gittiği bir oda öyle hemen unutmaz onu. Önce eşyalar gittiğinden çıplak kalır bir anda. Ama kokusu hala aynı kokudur. 


     O boş odaya her girildiğinde sahibini hatırlatır. Koku yeter. Koku ve biraz hayal gücü tüm anıların geri dönmesine yol açar. Yalnız bir izleyici olarak izlenir yer aldığın ya da almadığın geçmiş. Bir oda çıplak da kalsa anılarını saklamayı başarır. Çünkü anılar gerçekleştirenlere olduğu kadar gerçekleştikleri yere de aittir. 



     Sonra bir gün bir başkası gelir o odaya. Önce eşyalarını getirir. Sonra yavaş yavaş kokusunu... 


      Oda geçmişi en diplere atarak yenilere yer açar. Bir süre sonra geçmiş ortaya çıkamayacak kadar başka biri olur. 
    
     Ve o eski odada yeni bir hikaye daha yazılmaya başlar. 
    Bir başka hikayenin üzerine..  

Öne Çıkan Yayın

bu aralar ben...

Anladığım ilaç bu. şehir efsaneleri dolu hakkında neredeyse bir haftayı doldurmama rağmem hafif bir dudak kuruluğu ve yüz kurulugü yaptı ben...